Tüzel Kişi Kimlik Kodu Haberleri: Temmuz 2018 Güncellemesi
Global Legal Entity Identifier Foundation, Tüzel Kişi Kimlik Kodunun benimsenmesine ilişkin en son global gelişmelere genel bir bakış sunuyor
Yazar: Stephan Wolf
Tarih: 2018-07-26
Görünümler:
Global Legal Entity Identifier Foundation (GLEIF), paydaşların dünyadaki Tüzel Kişi Kimlik Kodu (LEI) sunumuna ilişkin gelişmeleri takip etmelerini kolaylaştıracak ilgili güncellemeleri kendi blogu üzerinden sağlamaktadır.
Özetlenirse: Finansal krizi takiben LEI standardının kullanıma sunulması, otoritelerin sistematik ve gelişen riskleri değerlendirme, trendleri belirleme ve düzeltici adımlar atma kabiliyetlerini artırmayı hedefliyordu. Dünyanın dört bir yanındaki kuruluşlar, düzenleyici kurumları memnun etme ihtiyacının yanı sıra kiminle iş yapılacağı konusunda daha akıllıca, daha az masraflı ve daha güvenilir kararlar verebilmelerini sağlayacak araçlara ihtiyaç duymaktadır. Bu nedenle GLEIF, kuruluşları, uyum gereksinimlerinin ötesinde düşünerek, LEI’leri gündelik işlemlerinde kullanmayı göz önünde bulundurmaya teşvik etmektedir. LEI önemli referans bilgilere bağlanarak, finansal işlemlere katılan tüzel kişilerin net ve benzersiz bir şekilde tanımlanmasını sağlar. GLEIF açık, standartlaştırılmış ve yüksek kalitede tüzel kişi referans bilgisi sağlayan global ve çevrimiçi tek kaynak olan Global LEI Dizinini kullanıma sunar. Her LEI, ‘kim kimdir’ ve ‘kim kime sahip’ sorularına cevap vermek üzere bir tüzel kişinin sahiplik yapısı hakkında bilgiler içerir.
‘Tüzel Kişi Kimlik Kodu Haberleri’ serimizin bu sayısında, hem kamu sektörü hem de özel sektör temsilcilerinin finans piyasaları genelinde, LEI’yi de içeren ortak ve global veri standartlarının benimsenmesine yönelik devam eden çabaları üzerinde durulmaktadır. Global standartlar üzerinde uyum sağlanmasının hem uluslararası hem de yerel düzeyde düzenleme ve ticaret hedeflerini desteklediği giderek netlik kazanmaktadır.
Bu blog yayınında, Şubat 2018'den beri izlenen LEI haberleri özetlenmektedir. Bu blogda alıntı yapılan kaynaklar aşağıda 'ilgili bağlantılar' bölümüne dahil edilmiştir.
GLEIF ‘Tüzel Kişi Kimliğinin Belirlenmesinde Yeni Bir Gelecek’ başlıklı raporunu yayımladı
Mayıs 2018'de GLEIF tarafından yayımlanan ‘Tüzel Kişi Kimliğinin Belirlenmesinde Yeni Bir Gelecek’ (A New Future for Legal Entity Identification) başlıklı raporda GLEIF’in, finansal hizmetler sektöründe müşterini tanı (KYC) durum tespiti dahil olmak üzere tüzel kişi kimliğinin belirlenmesinde karşılaşılan güçlükler hakkında araştırma kuruluşu Loudhouse ile yakın zamanda gerçekleştirdiği araştırmanın sonuçları ele alınmaktadır. Aynı zamanda rapor, dağınık bilgiler yerine LEI’nin yaygın olarak benimsenmesi esasında global kabul gören bir yaklaşım kullanılmasının iş dünyasındaki işlemlerdeki karmaşıklığı nasıl ortadan kaldıracağını ve finansal hizmet firmalarına nasıl ölçülebilir değer kazandıracağını da göstermektedir.
Bankalar birden fazla yetki bölgesinde faaliyet gösterdiği için, global bir standarda ihtiyaç duymaktadır. LEI işletmelere standartlaştırılmış, tek duraklı bir tüzel kişi doğrulama yaklaşımı sunmaktadır. Her müşteri kuruluş için LEI alınması suretiyle finansal hizmet firmaları daha fazla şeffaflık elde edebilir ve nasıl daha dinamik bir şekilde çalışabilir. LEI’nin yaygın kullanımı uluslararası finans piyasalarının istikrarını artırarak genel olarak finansal verilerin kalitesini ve doğruluğunu destekleyebilir. Diğer yandan firmalar, daha seri yeni müşteri kabulü, daha az tutarsızlık, daha düşük müşteri kaybı ve değerli kaynakların daha verimli kullanılması dahil olmak üzere kendilerine özel avantajlar da elde edebilir.
JPMorgan Chase Düzenleyici Kurum İşleri Ofisi veri standardizasyonuna yönelik eylem çağrısı yayımladı
Mayıs 2018’de JPMorgan Chase Düzenleyici Kurum İşleri Ofisi İdari Müdürü ve GLEIF Yönetim Kurulu üyesi Robin Doyle tarafından yayımlanan ‘Veri Standardizasyonu – Bir Eylem Çağrısı’ başlıklı belgede “finansal hizmetler sektörü, global düzenleyici kurumlar ve diğer paydaşların mevcut açıklara hitap eden ve inovatif yeni teknolojilerin benimsenmesine olanak tanıyan bir veri standardizasyon çerçevesi elde etmek üzere işbirliğine gitmesi ihtiyacı” vurgulanıyor.
Eylem çağrısında, tutarlı “finansal veri ve raporlama standartlarının yetki alanları dahilinde ve arasında uygulanmasının, risk yönetimi ve finansal istikrar boyutları bulunan çözümlenmemiş süregelen bir husus” olduğu belirtiliyor. Aynı zamanda “finansal araçlar ve işlemler için ortak global bir dilin oluşturularak uygulamaya geçirilmesinin verimliliği artıracağı, maliyetleri azaltacağı ve değerli bilgiler oluşturulması ve sistemik riskin yönetilmesi doğrultusunda finansal verilerin kullanışlılığını artıracağı” savunuluyor. Eylem çağrısında LEI’ye güçlü bir biçimde arka çıkılıyor. “Bu çabayı desteklemek için şu hususlara inanıyoruz: Finansal İstikrar Kurulu (FSB), yetki alanları genelinde Tüzel Kişi Kimlik Kodu (LEI) gibi raporlama standartlarının ve global verilerin tutarlı uygulanmasını desteklemeye devam etmeli ve benimsenme sürecini takip etmelidir.”
Eylem çağrısı, yayımlanması sonrasında global ticari raporlama standardizasyon kuruluşu XBRL’den de destek gördü.
LEI Düzenleyici Gözetim Komitesi, Global LEI Sistemi ve LEI'nin düzenleyici kurumlar tarafından kullanımına ilişkin ilerleme raporunu yayımladı
Nisan 2018’de LEI Düzenleyici Gözetim Komitesi (LEI ROC) geniş yankı uyandıran bir ilerleme raporu yayımladı. GLEIF, birlikte global finansal piyasalardaki şeffaflığı artırma hedefiyle dünyanın dört bir yanından 70 kamu sektörü otoritesinden meydana gelen bir grup olan LEI ROC tarafından denetlenmektedir. Raporda “özel sektör katılımcılarının desteği ile FSB tarafından tasarlanan Global LEI Sisteminin yönetimi artık tam olarak oturmuştur” ve “sistemin teknik standartlarının tanımlanması ve LEI tahsis eden kurumların uyumunun izlenmesinde GLEIF’in rolünü belirleyen sözleşme çerçevesi kapsamında tüm aktif LEI tahsis eden kurumlar GLEIF tarafından akredite edilmiştir” deniyor. Aynı zamanda resmi makamlar tarafından atılan adımların belirtildiği dokümanda LEI ROC'ta temsil edilen yetki alanlarındaki resmi makamlar tarafından “bu raporda açıklanan, LEI'nin kullanıldığı en az 91 düzenleyici işlemin" benimsendiği doğrulanıyor. “[…] Bir veya daha fazla yetki alanında halihazırda benimsenmiş olan LEI kullanım örnekleri arasında şunlar bulunmaktadır:
Düzenleyici kurum raporlamasında [işlem] taraflarının [ve bunların aracılarının] kimliklerinin tanımlanması, bu suretle, diğer faydaların yanı sıra, aynı tüzel kişi ile ilgili verilerin toplulaştırılması.
Özellikle sınır ötesi veya sektörler arası bağlamda, bankalar, sigorta şirketleri ve diğer finansal kurumlar tarafından rapor edilen bilgilerin karşılaştırılmasının kolaylaştırılması.
Menkulleştirilmiş ürünlerde tutulan varlıkların daha granüler ifşasının ve yatırımcıların bu varlıklar hakkında kendi analizlerini daha maliyet etkin bir biçimde gerçekleştirme kabiliyetinin desteklenmesi.”
Raporda, LEI sisteminin yaygınlaştırılmasının desteklenmesine ilişkin imkanlar ele alınırken, “standart belirleyicilerin ve yetki alanlarının kendi ihtiyaçlarına uygun bir LEI stratejisi belirlemeyi göz önünde bulundurmalarının” önemi vurgulanıyor ve dört strateji örneği veriliyor:
LEI’nin öngörüldüğü kural ve yönetmeliklerin sayısının ve bu kuralları benimseyen yetki alanlarının sayısının artırılması.
Yetki alanlarının bir kısmı tarafından LEI’nin evrensel kimlik kodu olarak benimsenmesi.
Piyasa katılımcıları tarafından LEI’nin gönüllü olarak benimsenmesi.
LEI tahsisinin daha da yaygınlaştırılmasının kolaylaştırılması.
Raporda aynı zamanda otomasyonun “ücretlerin daha da azaltılması için muhtemel bir yol olabileceği” ve ‘LEI aracısı modeli’ çerçevesinde, “bankaların kendi Müşterini Tanı (KYC) gereklilikleri için müşterilerinden zaten dokümantasyon toplaması nedeniyle tahsis maliyetlerinde önemli tasarruflar elde edilebileceği” belirtiliyor. Aynı zamanda “LEI’lerin diğer kimlik tanımlayıcılar ile eşlenmesinin son kullanıcılar için değeri artıracağı, diğer sistemler ile etkileşimleri kolaylaştıracağı, verilerin doğrulanmasını ve veri kalitesini destekleyeceği ve kullanıcılar için ayrıca muhtemel maliyet tasarrufu sağlayacağı” üzerinde duruluyor.
Piyasa yorumcusu MLex Financial Services, “Hükümetler tarafından uzun yıllardır öngörülmesi nedeniyle Avrupa’da ABD'den çok daha fazla LEI olduğu” belirtilerek […] “Yeni verilere göre, AB'de tüzel kişi kimlik koduna sahip şirketlerin sayısının ABD'dekinin dört buçuk katı olması nedeniyle Avrupa, bankaların ve fonların riske maruz kalma düzeyini izlemek için daha fazla araca sahip” deniyor.
Finansal İstikrar Kurulu: FSB Hong Kong emsal değerlendirmesinde ülke değerlendirmelerinin ilk turu tamamlandı
Şubat 2018’de Finansal İstikrar Kurulu (FSB) Hong Kong emsal değerlendirmesini yayımlayarak, FSB üye yetki alanlarının ülke değerlendirmelerinin ilk turunu tamamladı. “Hong Kong emsal değerlendirmesinde, finansal istikrar ile ilgili iki başlık ele alındı: Borsa dışı (OTC) türev piyasası reformları ve finans kuruluşları karar çerçevesi. Değerlendirmede, bu alanlarda reformlar uygulamak üzere otoriteler tarafından atılan adımlar üzerinde duruldu”. Emsal değerlendirmesinde “her iki konuda da son yıllarda iyi ilerleme kaydedildiği” belirtilmekle birlikte “yapılması gereken ek işler olduğu sonucuna varılıyor: Ticari işlem raporlaması için Tüzel Kişi Kimlik Kodu kullanılmasını aktif olarak desteklemek [suretiyle] OTC türev piyasası reformları konusunda yapılması gereken ek işler var.”
Hong Kong Para Otoritesi ve Menkul Kıymetler ve Vadeli İşlemler Komisyonu, OTC türev ürünleri düzenleme rejiminde yeni geliştirmelere yönelik ortak örüş alımını tamamladı
Haziran 2018’de, Hong Kong Para Otoritesi (HKMA) ile Menkul Kıymetler ve Vadeli İşlemler Komisyonu (SFC), Hong Kong’da OTC türev ürünleri düzenleme rejiminde yeni geliştirmelere yönelik ortak görüş alımının sonuçlarını yayımladı. Piyasa geribildirimi esasında, ticari işlem raporlamasında LEI kullanma zorunluluğu sadece işlemin raporlayan tüzel kişi tarafındaki tüzel kişilerin kimlik tanımlamasında uygulanacak. Bu gereklilik, 1 Nisan 2019’dan başlayarak yeni işlemlerin ve günlük değerleme bilgilerinin raporlanmasına uygulanacak.
Raporlamada bulunan tüzel kişiler, OTV türev işlemleri için ek raporlama talimatlarında belirtilen kimlik tanımlayıcılara göre işlem raporlarında karşı tarafların kimliklerini belirtmeye devam etmelidir. Bu arada, raporlamada bulunan tüzel kişilerin müşterilerinden LEI isteme süreci oluşturmaları beklenmektedir. Düzenleyici kurumlar, raporlamada bulunan tüzel kişilerle yakın diyaloğu sürdürecek ve bu alanda yeni gerekliliklere yönelik ihtiyacı değerlendirmek üzerek uluslararası gelişmeleri göz önünde bulunduracaktır.
Reserve Bank of India: Bireysel olmayan piyasa katılımcıları için LEI
Nisan 2018’de Reserve Bank of India (RBI), diğer hususların yanı sıra, finansal faaliyetlerinin denetimini ve düzenlenmesini güçlendirmeyi amaçlayan bir dizi kalkınma ve düzenleme politikası önlemlerini içeren bir basın açıklaması yayımladı. Açıklamanın özellikle 8. maddesi “Bireysel Olmayan Piyasa Katılımcıları için Tüzel Kişi Kimlik Kodu (LEI)” hakkında. Burada LEI’nin “Global Finansal Kriz sonrası daha iyi risk yönetimi için finansal veri sistemlerinin kalitesini ve doğruluğunu geliştirmeye yönelik kilit bir önlem olarak düşünüldüğü” belirtiliyor. Basın açıklamasında şu hususlar yer alıyor: “RBI faiz, döviz ve kredi piyasalarında Borsa Dışı (OTC) türev ürünleri açısından tüm piyasa katılımcıları için LEI kodunu zaten uygulamaktadır. Aynı zamanda büyük kurumsal borç alanlar için de uygulamaya konmuş durumdadır. Finansal piyasalarda şeffaflığı geliştirme çabalarının devamı olarak, faiz, döviz ve kredi piyasalarında bireysel olmayan katılımcılar tarafından gerçekleştirilen tüm finansal piyasa işlemleri için LEI mekanizmasının uygulanması teklif edilmektedir.”
Haziran 2018’de RBI, “türev dışı piyasalara katılım için Tüzel Kişi Kimlik Kodu gerekliliği” hakkında Taslak Yönergeler yayımlamış ve bankaları, piyasa katılımcılarını ve diğer ilgili tarafları 30 Haziran 2018’e kadar yorumda bulunmaya davet etmişti.
Birleşik Devletler: Finansal Araştırma Ofisi, ABD repo piyasasındaki merkezi onaylı işlemlerde veri toplanmasını öngören kural teklifi üzerinde görüş alımına gitti
Temmuz 2018’de ABD Hazine Bakanlığı Finansal Araştırma Ofisi (Ofis) “ABD repo piyasasındaki merkezi onaylı işlemlerde veri toplanmasını öngören kural teklifi” hakkında bir görüş alımı başlattı. “[…] Ofisin, kurumlar arası iki taraflı repo pilot bilgi toplama uygulaması özetinde, standartlaştırılmış karşı taraf bilgisinin bulunmaması nedeniyle çalışmada karşılaşılan zorluklara dikkat çekildi.”
Ofis, LEI raporlamasının zorunlu kılınmasını teklif ediyor. “Raporlanan LEI uygun biçimde idame ettirilmelidir, yani GLEIF tarafında uygulanan standartlara göre geçerli ve güncel tutulmalıdır. Ofis, LEI’nin zorunlu kılınmasının bir takım ek uyum masrafları doğurabilecek olmakla birlikte sağladığı netlik ve önemli izleme avantajları nedeniyle bunu yapmanın makul ve uygun olduğu kanısındadır. […] Raporlanan işlem sayısına bakılmaksızın, kapsam altındaki bir raportör ile işlem gerçekleştiren her tüzel kişinin sadece bir LEI alması gerekecektir. […] LEI’nin zorunlu kılınması aynı zamanda, repo bilgilerini sistem veya firma [sic] riskini izlemek için gerekli diğer bilgiler ile birleştirme kabiliyetini geliştirmek suretiyle firmalar ve düzenleyici makamlar açısından da avantajlar doğuracaktır. Bu husus özellikle, 1 milyondan fazla firmanın LEI almış olması ve bu nedenle bu avantajlardan yararlanabilecek duruma gelmesi nedeniyle önemlidir. LEI’nin daha yaygın benimsenmesi sonucunda finansal hizmetler sektörünün toplu maliyet tasarrufunun yüz milyonlarca dolara ulaşacağı tahmin edilmektedir.”
Ontario Menkul Kıymetler Komisyonu LEI gerekliliği konusunda bir güncelleme yayımladı
Nisan 2018’de Ontario Menkul Kıymetler Komisyonu (OSC) türev piyasası katılımcılarına Ticaret Havuzları ve Türev Ürünler Veri Raporlaması hakkındaki 91-507 sayılı OSC Kuralı çerçevesinde LEI alma gerekliliğini hatırlattı. Kural “raporlamada bulunan karşı tarafların ve tahsis edilen ticaret havuzlarının (DTR) Global Tüzel Kişi Kimlik Kodu Sistemi tarafından belirlenen standartlara istinaden […] bir LEI’ye referansta bulunmak suretiyle tüm karşı tarafların kimliğinin tanımlanmasını öngörmektedir.” Kurala uyum konusunda yorumda bulunan OSC aynı zamanda “kuralın ilk uygulanmasının ardından mevcut olan karşı taraf LEI’lerinin alınması ile ilgili operasyonel zorlukların asgari düzeye çekilmiş olduğu ve bu bilginin raporlanması açısından artık önemli bir engel teşkil etmediği kanısındadır.”
OSC yetki alanları genelinde LEI kullanımdaki artışı izlemeye devam etmekte ve yakın dönemde “LEI raporlamanın zorunlu olduğu ve bu bilginin raporlanması karşısında hiçbir yasal engelin mevcut olmadığı yetki alanlarında bulunan karşı tarafların LEI raporlamasında bulunmadığı durumların izlenmesine” odaklanmaktadır.
Konunun yorumlandığı ‘LEI yoksa umut da yok’ başlıklı blog yayınında, global ticari raporlama standardizasyon kuruluşu XBRL, LEI’nin benimsenmesine büyük destek veriyor: “Düzenleyici kurumlar, LEI’yi benimseyerek kimliği modernleştiriyor. Finans piyasalarında faaliyet gösteren şirketler tarafından alınan 1,2 milyonu aşkın LEI ile bu global kimlik kodu şu anda, dünyanın her yanında düzenleyici kurum raporlaması için tercih edilen çözüm haline gelmiştir. […] Dünyada alan adları alınması ve kurumsal internet siteleri kurulması nasıl zaman aldıysa, bu global kurumsal telefon rehberinin dolması da zaman alacaktır. Bugün pek çok ortamda, “LEI yoksa ticaret de yok” kuralı uygulanmaktadır. “LEI yoksa umut da yok” haline gelmesi çok zaman almayacaktır.
Kanada Yatırım Sektörü Düzenleme Kuruluşu kapsamlı görüş alımı çerçevesinde yeni müşteri kimlik tanımlama değişikliklerini yeniden yayımladı
Haziran 2018’de Kanada Yatırım Sektörü Düzenleme Kuruluşu (IIROC), piyasa bütünlüğünü sürdürmek, yatırımcıları korumak ve elektronik ticaret risklerini ortadan kaldırırken bunun yatırım firmaları üzerindeki etkisini asgariye indirmek için müşteri kimlik tanımlayıcılarının kullanılmasını genişletme yöntemleri hakkında ikinci tur görüş alımını başlattı. Teklif edilen değişiklikler ile “IIROC’a rapor edilen borç menkul kıymetleri ile her ticari işlemde ve bir pazar alanına gönderilen her siparişte müşteri kimlik tanımlayıcıları öngörülecektir. Kurumsal müşteriler için LEI gerekecek, perakende müşteriler için ise hesap numarası gerekecektir.”
IIROC Piyasa Düzenleme Kıdemli Başkan Yardımcısı Victoria Pinnington şöyle dedi: “Teklif edilen müşteri kimlik tanımlayıcıları IIROC’un yatırımcıları muhtemel piyasa suistimallerinden daha iyi korumasına olanak tanıyacaktır.” “Kuralların uygulanmasına en iyi yaklaşımı belirlemek için, gözden geçirilmiş teklifin etki ve maliyetlerini anlamak üzere sektör ile birlikte çalışmaya önem veriyoruz.” Teklife ilişkin görüşlerin 26 Eylül 2018 tarihine kadar gönderilmesi isteniyor.
Avrupa Birliği: Avrupa Menkul Kıymetler ve Piyasalar Otoritesi, MiFID II / MiFIR kapsamında LEI ile ilgili geçiş dönemi düzenlemelerine son verdi
Avrupa Menkul Kıymetler ve Piyasalar Otoritesi (ESMA), Aralık 2017’de yürürlüğe giren Avrupa Birliği (AB) gözden geçirilmiş Finansal Araç Piyasaları Yönergesi (MiFID II) ve Yönetmeliği (MiFIR) kapsamındaki geçiş düzenlemelerinin “daha fazla uzatılmayacağını” 20 Haziran 2018 tarihinde doğruladı. MiFID II / MiFIR 3 Ocak 2018 tarihinde yürürlüğe girdi. ESMA, altı aylık geçici sürenin “2 Temmuz 2018 tarihinde sona ereceğini” belirtmişti. 20 Aralık 2017’de ESMA, “yatırım firmalarının, önceden LEI kodu almamış oldukları bir müşteriye işlem raporu verme yükümlülüğü doğuran bir hizmet sunması için altı aylık bir süre tanıdığını; ancak bu hizmeti sunmadan önce yatırım firmasının, müşterisi adına LEI kodu başvurusunda bulunmak üzere gerekli belgeleri temin etmesi gerektiğini” bildirmişti. ESMA ve yetkili ulusal makamlar “MiFIR kapsamındaki LEI gerekliliklerinin sorunsuz uygulanmasını desteklemek üzere tanınan altı aylık sürenin uzatılmasına gerek olmadığına kanaat getirmiştir.” MiFIR uyarınca yatırım firmaları, ilgili raporlama yükümlülüklerini tetikleyecek olan hizmetler sunmadan önce müşterilerinden LEI'leri almak zorundadır.
ESMA İcra Direktörü Verena Ross: “Pek çok paydaş, LEI’nin tüm düzenleme amaçları için kullanılabilen Avrupa genelinde standart kimlik kodu olması yönünde çağrıda bulunuyor.”
27 Haziran 2018 tarihinde, ‘MiFID II – LEI için önemli bir adım’ başlıklı konuşmasında Avrupa Menkul Kıymetler ve Piyasalar Otoritesi (ESMA) İcra Direktörü Verena Ross şu hususları bildirdi: “LEI kuralları her ne kadar teknik görülse de, bunlar finans piyasaları için temel önemdedir – bu sadece düzenleyici kurumlar değil, aynı zamanda tüm yatırımcılar için de geçerlidir.”
“Finansal krizin ardından, finans piyasalarında daha fazla şeffaflık dünya genelinde daha geniş düzenleme reformunun başlıca hedeflerinden biri haline gelmiştir. MiFID II, AB finans piyasaları için bu reformların en önemli dayanaklarından biridir.” ESMA İcra Direktörü Ross ayrıca şu hususu vurgulamıştır: “MiFID II kurallarına göre AB yatırım firmalarının tüm müşterilerinin LEI edinmesi gerekmektedir. ‘LEI yoksa ticaret de yok’ kuralı olarak tanınmaya başlayan bu kural, AB firmalarının, LEI sahibi olmayan bir müşterinin talimatları doğrultusunda hareket etmeyi yasaklamaktadır. Bu ise, AB piyasalarına erişmek isteyen müşteriler için LEI kodunun bir ön koşul haline gelmesidir.”
Sözlerini şu cümlelerde tamamladı: “İlk başta biraz çaba gerektirmekle birlikte, LEI’nin çeşitli AB gerekliliklerinde tutarlı kullanımı operasyonel karmaşıklığı azaltmak ve nihayetinde uyum maliyetlerini düşürmek suretiyle sektöre somut avantajlar getiriyor. Pek çok paydaş, LEI’nin tüm düzenleme amaçları için kullanılabilen Avrupa genelinde standart kimlik kodu olması yönünde çağrıda bulunuyor.”
İngiltere Merkez Bankası, Gerçek Zamanlı Brüt Ödeme sisteminin “en iyi kurumsal kimlik kodu” LEI katıştırılarak yeniden yapılandırılması konusunda görüş alımına gidiyor
21 Haziran 2018 tarihli konuşmasında İngiltere Merkez Bankası Müdürü Mark Carney, diğer hususların yanı sıra “İngiltere'deki her ödemenin bel kemiği olan Gerçek Zamanlı Brüt Ödeme (RTGS) sisteminin yeniden yapılandırılması” üzerinde durdu. Banka Müdürü Carney şu hususları dile getirdi: “RTGS’yi elden geçirirken Banka, İngiltere finans sisteminin büyük veri taahhüdünü gerçekleştirmesini kolaylaştırmaktadır. Yeni RTGS, uluslararası en iyi uygulama tanımlamalı bir formatta her ödemede çok daha fazla bilgi elde edecektir. Banka halihazırda, en iyi kurumsal kimlik kodu olan Tüzel Kişi Kimlik Kodu (LEI) katıştırılması dahil olmak üzere, bunun nasıl yapılacağı konusunda görüş alımına gitmektedir.”
Banka Müdürü Carney sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu sayede yerel ve global finans sistemine erişim gelişecek, kurumsal son kullanıcılar için daha fazla tercih ve rekabet desteklenecek ve kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile mücadele çabaları güçlenecektir.”
Global Kalkınma Merkezi tarafından yayımlanan AML raporu: Yeni teknoloji, risk giderme ikilemini ortadan kaldırabilir mi?
Şubat 2018’de Global Kalkınma Merkezi (CGD) bir rapor yayımladı ‘AML’nin Düzeltilmesi: Yeni teknoloji, risk giderme ikilemini ortadan kaldırabilir mi?’. Yazarın bildiği kadarıyla rapor, 2014’te yayımlanan CGD raporunda belirlenen kara paranın aklanması ile mücadele (AML) ve terörizmin finansmanı ile mücadele (CFT) politikalarında ‘riskin giderilmesi’ sorununu çözmek üzere altı yeni teknolojinin potansiyelinin değerlendirilmesine yönelik ilk geniş kapsamlı çalışmadır. Bu teknolojiler arasında KYC araçları, büyük veri, makine öğrenme, dağıtılmış kayıt teknolojisi (DLT), biyometri ve bilhassa LEI yer almaktadır. Raporda, bu “(kullanımdaki ve ufuktaki) yeni teknolojilerin AML/CFT uyumu gerçekleştirmeyi kolaylaştıracağı ve böylelikle bankaların maliyet-fayda hesaplarını etkileyerek yoksul ülkelerde müşteriler için muhabir banka hesapları tutulması ihtimalini artırabileceği” üzerinde duruluyor.
LEI’ler ile ilgili olarak CGD şu noktayı ileri sürüyor: “LEI’nin daha da genişletilmesi, ödeme kaynağının ve lehdarların belirlenmesi için bunun ödeme mesajlarına dahil edilmesi olacaktır. Bu ise uluslararası ödemelerin şeffaflığını daha da artıracaktır. Ancak bu durum, ödeme mesajı formatlarında ve bankaların BT sistemlerinde değişiklik yapılmasının yanı sıra LEI’nin finans sektörü dışında ve aynı zamanda gelişmekte olan ülkelerde daha yaygın benimsenmesini gerektirecektir.” Raporda aynı zamanda şu gözlemlerde bulunuluyor: “Tüzel kişiler—finans kurumları, finans dışı kurumlar, devlet kurumları ve kar amacı gütmeyen kuruluşlar (NPO)—LEI başvurusunda bulunabiliyor. Örneğin, serbest meslek sahibi olarak bir ticari faaliyette bulunmadığı sürece […] gerçek kişiler LEI alamıyor. […] LEI gerçek kişilere uygulanmadığı için, finansal işlemlere katılan bireylerin kimliğinin belirlenmesinde ayrı bir standart gerekmektedir.” Bununla birlikte, gelecekte "LEI ödeme kaynağı ve lehdarlarının kimliğinin belirlenmesi için kullanılabilir ve böylelikle daha kolay ve daha doğu KYC imkanı sağlayabilir.”
Raporda aynı zamanda, GLEIF’in finans kurumlarının ‘kayıt aracısı’ haline gelmeleri, yani tüzel kişilerin LEI tahsis eden kurum ağına erişmesine yardımcı olmalarını teşvik kampanyasına da atıfta bulunularak AML/CFT için LEI’nin gereğince benimsenmesini kolaylaştırmak üzere düzenleyici kurumlar, politika oluşturucular ve standart belirleyiciler tarafından gerçekleştirilen işlemlerin genel bir görünümü sunuluyor. Standart belirleme organları ve ISO’ ile birlikte düzenleyici kurumlar, bankalar ve finans kurumlarını içeren çeşitli paydaşlara yönelik bir dizi yararlı politika tavsiyesinde bulunuluyor.
Finansal İstikrar Kurulu, muhabir bankacılıktaki azalmaya ilişkin ilerleme raporunu yayımladı
Mart 2018’de FSB, muhabir bankacılıktaki azalmanın değerlendirilmesi ve ele alınmasına yönelik FSB eylem planına ilişkin bir ilerleme raporu yayımladı. Raporda FSB’nin Temmuz 2017 güncellemesinden beri dört noktalı FSB eylem planının uygulanması için atılan adımlar ele alınıyor ve LEI uygulamasına devam edilmesinin önemi vurgulanıyor: “…Müşterini Tanı araçları, yakın zamanda yayımlanan Tüzel Kişi Kimlik Kodunun ödeme mesajlarına dahil edilmesi opsiyonu ve bu mesajların kullanımına dair sektör standartları gibi, CPMI [Ödemeler ve Piyasa Altyapıları Komitesi] tavsiyelerinin takibine yönelik sektör girişimlerinin uygulanması için çalışmalara devam edilmesi gerekmektedir.”
GLEIF, benzersiz ürün tanımlayıcısı (UPI) yönetimi hakkında ikinci görüş alımı için Finansal İstikrar Kurulu ile işbirliğine gidiyor
Nisan 2018’de FSB, ikinci bir görüş alımı belgesi ile, OTC türev işlemlerinin önemli bir veri bileşeni olan benzersiz ürün tanımlayıcısı (UPI) için yönetim hususlarına dair kamuoyu görüş alımına gitti. Görüş alımı, “Global toplulaştırma hakkındaki kararlar bir yana, tüzel kişi kimlik kodunun (LEI) global uygulaması ve bir UPI ve benzersiz işlem tanımlayıcısı (UTI) oluşturulması dahil olmak üzere, önemli veri bileşenlerinin standardizasyonu ve harmonizasyonuna yönelik çalışmaların tamamlanması önemlidir” ifadesini içeren, OTC türevlerin veri toplulaştırması ile ilgili 2014 tarihli bir fizibilite çalışmasını dayanak alıyor.
Görüş alımına Mayıs 2018’de yanıt veren GLEIF, finansman, ortaklık modelleri ve UPI referans kitaplıkları ile ilgili bir dizi konuda bilgi sundu. Görüş alımına verilen yanıtta GLEIF, “benzersiz ürün tanımlayıcılarının veya UPI’ların kamu-özel ortaklığı ile yönetilmesi gerektiğini” belirtti.
GLEIF, ABD’de temsili için Data Foundation ile işbirliğine gidiyor
Nisan 2018’de Data Foundation, ABD’de GLEIF’i temsil etmek için görevlendirildiğini duyurdu. “Düzenlemeye tabi tüzel kişilerin izlenmesi için LEI kullanan kamu kurumlarının büyüyen ağının kurulması yönündeki çalışmalar ve bilgilendirme için kanal hizmeti görecek.”
Data Foundation, ABD’de sektöre odaklı ilk açık veri araştırma kuruluşudur. Araştırma, eğitim ve programlama yoluyla Data Foundation, kamu bilgilerinin standartlaştırılmış, açık veri olarak yayımlanmasını desteklemektedir.
Global LEI Dizini ile GLEIF; açık, standartlaştırılmış ve yüksek kalitede tüzel kişi referans bilgisi sağlayan global ve online tek kaynağı kullanıma sunmaktadır. Bu doğrultuda GLEIF, şahıslara, işletmelere ve devlet kurumlarına kiminle iş yapılabileceği konusunda daha akıllıca, daha düşük maliyetli ve daha güvenilir kararlar alma olanağı tanır. Bu etkiyi dünyanın her yanında bilfiil görüyoruz. Data Foundation ile birlikte çalışmak, LEI’nin global olarak benimsenmesinin getireceği avantajlara yönelik farkındalığın artırılmasına ve ABD’de karşılıklı kullanılabilecek veri standartları oluşturulması yönünde çalışan ortaklar ağının resmileştirilmesine yardımcı olacaktır.
Bir blog yazısını yorumlamak isterseniz, lütfen yorumunuzu göndermek için İngilizce dilindeki GLEIF web sitesi blog işlevini ziyaret edin. Lütfen kendinizi adınız ve soyadınız ile tanıtın. Adınız, yorumunuzun yanında görünecektir. E-posta adresleri yayımlanmayacaktır. Lütfen tartışma panosuna erişerek veya katkıda bulunarak, GLEIF Bloglama Politikası şartlarına uymayı kabul ettiğinizi dikkate alın, bu nedenle lütfen dikkatlice okuyun.
Stephan Wolf, Global Legal Entity Identifier Foundation'da (GLEIF) CEO olarak görev yaptı (2014 - 2024). Mart 2024'ten itibaren, dijital ticaret standartlarının uyumlaştırılması, benimsenmesi ve etkinleştirilmesine yönelik küresel bir platform olan Uluslararası Ticaret Odası (ICC) Dijital Standartlar Girişimi'nin Sektör Danışma Kurulu'na (IAB) liderlik etti. Başkan olarak atanmadan önce, 2023 yılından itibaren IAB'de Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyordu. Aynı yıl Almanya Uluslararası Ticaret Odası (ICC) Yönetim Kurulu'na seçildi.
Wolf, Ocak 2017 ile Haziran 2020 arasında Uluslararası Standardizasyon Örgütü Teknik Kurulu 68 FinTech Teknik Danışma Grubu'nun (ISO TC 68 FinTech TAG) Yardımcı Toplantı Organizatörü görevini üstlenmiştir. Wolf, Ocak 2017'de One World Identity tarafından Identity'de İlk 100 Lider'den biri olarak adlandırılmıştır. Veri operasyonları ve global uygulama stratejilerinin oluşturulmasında geniş bir deneyime sahiptir. Kariyeri boyunca temel iş ve ürün geliştirme stratejilerinin ilerletilmesine öncülük etmiştir. Wolf, 1989 yılında IS Innovative Software GmbH'in ortak kurucularından biri olmuş ve ilk olarak bu şirketin yönetici direktörü olarak hizmet vermiştir. Daha sonra, bu şirketin halefi IS.Teledata AG'nin yönetim kurulunun sözcülüğüne atanmıştır. Bu şirket nihai olarak Interactive Data Corporation'ın bir parçası haline gelmiş ve Wolf CTO rolünü üstlenmiştir. Wolf, Frankfurt Am Main J. W. Goethe Üniversitesi'nden işletme yönetimi dalında lisans derecesine sahiptir.