ABD’de Mortgage Düzenleyen Bir Kurum Musunuz? LEI, Konut Kredisi İfşa Yasası (HMDA) Raporlaması İçin Bir Zorunluluktur
Yeni HDMA raporlama kurallarının Tüketici Finansal Koruma Bürosu (CFPB) tarafından C Yönetmeliği kapsamında kabul edilmesinin ardından LEI, ABD mortgage piyasası içerisinde müşterileri korumaya yönelik iyileştirmelerde önemli bir rol oynayacak
Yazar: Stephan Wolf
Tarih: 2017-10-26
Görünümler:
Bugüne değin Tüzel Kişi Kimlik Kodu (LEI) ile ilgili düzenleyici kurum uygulamaları, büyük oranda finansal araç işlemlerinin denetimi ve düzenleyici kurum raporlamasında tüzel kişi kimliğinin tanımlanması ile ilgili inisiyatiflere yoğunlaşıyordu. ABD Tüketici Finansal Koruma Bürosu’nun (CFPB), Konut Kredisi İfşa Yasasının (Home Mortgage Disclosure Act/HMDA) tabi olduğu C Yönetmeliğini değiştiren son düzenlemesiyle, LEI kullanımı söz konusu işlemleri de kapsayacak şekilde genişletilecek. HMDA uyarınca toplanması, kayıt altına alınması ve raporlanması gereken yeni veri noktaları arasında özellikle konut kredisi düzenleyen kurumun LEI’si ve yine LEI’yi de kapsayan evrensel kredi kimlik kodu bulunuyor. Bunun sonucunda LEI, ABD mortgage piyasasında tüketicinin korunmasının iyileştirilmesi konusunda büyük ve değerli bir rolü hemen ve doğrudan oynamaya hazırlanıyor. Bu blog yayınında, HMDA çerçevesinde CFPB tarafından kabul edilen yeni raporlama kuralları kapsamına LEI’nin nasıl dahil edileceğine daha yakından bakıyoruz.
Bu blogda alıntı yapılan kaynaklar aşağıda 'ilgili bağlantılar' bölümüne dahil edilmiştir.
HMDA: Kısa tarihçe
HMDA, ABD Kongresi tarafından ilk olarak 1975 yılında yasa haline getirildi ve C Yönetmeliği uyarınca uygulamaya konuldu. Yasa, finans kurumlarının konut kredileri hakkındaki bilgileri muhafaza etmelerini, raporlamalarını ve kamuya açıklamalarını öngörmektedir. HMDA ile ilgili verilerin toplanması esas olarak, konut kredisi piyasasında daha fazla şeffaflık sağlanması amacıyla yasalaştırıldı. HMDA’nın amacı, finans kurumlarının toplumlarının ev ihtiyaçlarına yönelik hizmet edip etmediğini saptamaya, kamu görevlilerinin kamu yatırımlarının dağıtımını gerçekleştirmelerine ve ayrımcı kredi verme yönelimlerini belirlemeye ve ayrımcılığa karşı yasaların uygulanmasına yardımcı olmaktır.
ABD’deki düşük gelir grubuna yüksek faizle verilen konut kredisi patlaması ve fiyaskosu 2008’de küresel mali krizin fitilini ateşlediğinde, HMDA kapsamında rapor edilen sınırlı veri noktaları, kamu görevlilerini çeşitli zorluklarla karşı karşıya bıraktı. Bunun ardından, kamuya açık mortgage piyasası verilerinin içerik ve kalitesinin ele alınmasına yönelik adımlar atıldı. 2010 yılında Kongre, Dodd-Frank Yasası ile HMDA’yı değiştirdi; HMDA’nın düzenleyici işlemleri ve diğer işlevlerine ilişkin yetki de Federal Rezerv Kurulu’ndan CFPB’ye devredildi. HMDA’nın tam geçmişi, CFPB’nin HMDA’ya ayrılmış olan internet sayfasında bulunabilir (aşağıdaki ‘ilgili bağlantılar’a bakınız).
2015 Nihai Düzenleme, C Yönetmeliği: HMDA kapsamında evrensel kredi kimlik kodunun (ULI) bir parçası olarak ve kredi düzenleyen kurumlar için LEI'nin kullanıma sunulması
Dodd-Frank Yasası, diğer değişikliklerin yanı sıra, HMDA kapsamında toplanması, muhafaza edilmesi ve raporlanması öngörülen mortgage başvuruları ve krediler hakkındaki bilginin kapsamını da genişletmektedir. Yasa, CFPB’yi "uygun olduğunu saptaması halinde" kredi düzenleyen kurumu tanımlayan benzersiz bir kimlik kodu, evrensel kredi kimlik kodu ve mortgage kredisi için teminat olarak gösterilen veya teminat olarak teklif edilen gayrimenkule tekabül eden parsel numarasını istemek üzere yetkilendirmektedir.
Mortgage Bankacıları Birliği yardımcı başkanı ve düzenleyici kurumlardan sorumlu danışmanı Ken Markison, Mortgage Bankacıları Birliği’nin MBA Insights yayınında Temmuz 2017’de yazdığı makalede şu gözlemlerde bulunuyor: “2015 yılında CFPB, HMDA’yı güncelleme niyetini duyurmuştu ve şu an bunu yapıyor. [...] CFPB, Dodd-Frank gerekliliklerine uyarak daha fazla veri alanı oluşturmak üzere yetkisini kullandı.”
Bunun sonucu, CFPB’nin Ekim 2015’teki ‘Nihai Düzenleme: Konut Kredisi İfşası (C Yönetmeliği)' (Final Rule: Home Mortgage Disclosure (Regulation C)) başlıklı yayını oldu. Nihai düzenleme, CFPB’nin “HMDA verileri, mali krizle ortaya çıkan bilgi eksikliklerini gidermek, ülke çapındaki ev sahipleri, potansiyel ev sahipleri ve mahallelerin ihtiyaçlarını karşılamak için güncellenmelidir” şeklindeki inancını yansıtıyor.
Nihai düzenlemeye göre, finans kurumu HMDA verilerini gönderirken, o anda raporlamada bulunanın kimlik numarası (HMDA RID) yerine LEI'sini bildirecek. Nihai düzenleme ayrıca, evrensel bir kredi kimlik kodu (ULI) kavramını da uygulamaya koyuyor. ULI, kredinin ömrü boyunca her kredi için benzersiz bir koddur. Bu kod, finans kurumunun LEI’si ile başlar ve ardından 25'e kadar ek karakter ile devam eder. CFPB’nin uygulama ve rehberlik sitesi, C Yönetmeliğinin uygulanarak uyum sağlanmasına yardımcı olmak üzere birçok faydalı belge sunuyor.
HMDA ULI içerisinde ve kredi düzenleyen kurum için LEI uygulanmasının faydaları
HMDA raporlaması ilk kez, kredi düzenleyen kurumun tanımlanması için açık, küresel bir kimlik kodu sistemini esas alacak. Bu sistem HMDA verisi kullanıcılarına, Global LEI Dizini aracılığıyla ücretsiz olarak kullanılabilen LEI’ye bağlı önemli referans bilgilerinden faydalanma imkanı sunuyor. Daha da önemlisi, CFPB nihai düzenlemesinde, Global LEI Sisteminde kullanıma sunulan kimin kime sahip olduğu hakkındaki doğrudan ve nihai ana şirket bilgilerine erişimin yeni bir fırsat penceresi açtığını da belirtiyor. CFPB özellikle şu noktalara değiniyor: “Bir LEI, veriyi raporlayan finans kurumlarının kimliğinin tanımlanması ve bunun kurumsal ailesine bağlanması kabiliyetini geliştirebilir. “Bir finans kurumunun kurumsal ailesinin tanımlanmasının kolaylaştırılması, ayrımcı kredi uygulamalarının söz konusu olduğu muhtemel yönelimlerin belirlenmesi ve ilgili şirketlerin piyasa faaliyetleri ve risklerinin tespit edilmesi açısından veri kullanıcılarına yardımcı olabilir.”
ULI'nin kullanıma sunulması ve LEI’nin HMDA ULI'ye dahil edilmesi HMDA raporlaması açısından da yeni bir konsept. CFPB, ULI’nin kullanıma sunulmasının birçok avantajı da beraberinde getirdiği yönündeki inancının altını çiziyor. İlk olarak ULI, HMDA krediler ve başvurular evreninin tamamında benzersiz bir kredi kimlik kodu temin ediyor. İkinci olarak, kredi satın alan finans kurumlarının önceden bildirilmiş olan ULI’yi bildirmeleri öngörülmek suretiyle, finans kurumları arasında satılsa veya devredilse dahi tek bir kredi tüm ömrü boyunca takip edilebilecek. Üçüncü olarak, ULI’nin içeriği kredi alanın veya başvuru sahibinin kimliğinin doğrudan tanımlanması için kullanılamayacağından, gizlilik endişeleri de göz önünde bulunduruluyor.
Global Legal Entity Identifier Foundation (GLEIF) ayrıca, kredi düzenleyen kurumun kimliğinin belirlenmesi için LEI kullanılmasının ve LEI’nin ULI içerisine dahil edilmesinin yeni tüketici koruma analiz imkanlarını da beraberinde getirdiği kanısındadır. Bu bölümde, çeşitli örnekler sunulmaktadır.
Hem ULI hem de LEI, kalıcı kodlardır. Yani bir kez atandılar mı, kimlik kodu ilgili tüzel kişinin tüm yaşamı boyunca tutarlıdır. Kredi düzenleyen kurumun LEI’sinin ULI içerisine dahil edilmesi nedeniyle veri kullanıcıları, kredinin daha sonra satılmış olmasına bakılmaksızın, krediyi ilk düzenleyen kurumu her zaman tespit edebilirler. Ayrıca, tüzel kişi referans verisi geçmişinin Global LEI Sisteminde mevcut olması sayesinde, kredi düzenleyen kurum bir başka kurumla birleşse veya emekliye ayrılsa dahi takip edilebilir. Bu, zaman içerisinde kurumsal yapıda meydana gelebilecek değişikliklere bakılmaksızın finans kurumlarının kendi toplumlarının konut ihtiyaçlarını karşılayıp karşılamadığının değerlendirilmesine yönelik kabiliyeti geliştirecektir.
LEI veri havuzunun kim kime sahip bilgisini içerecek şekilde kademe kademe geliştirilmesi suretiyle, kredi düzenleyen kurumların mülkiyet yapısını ve kurumsal hiyerarşisini anlamak mümkün olacaktır. Doğrudan ve nihai ana şirketler hakkındaki bilgiler, kamu kullanıcılarına kredi düzenleyen kurumların grup tüzel kişileri genelindeki farklılıklarını anlamalarına yardımcı olacaktır. Örneğin, kamu kullanıcıları veya hatta kurumların kendileri, farklı iştirakler tarafından düzenlenen kredileri karşılaştırabilecek ve benzer konumdaki kredi düzenleyicileriyle ilgili herhangi bir usulsüzlük olup olmadığını araştırabilecektir.
Son olarak, Global LEI Sistemi, kullanıcıların LEI verisine ücretsiz olarak erişmesini temin etmektedir. Herhangi bir şirket, örneğin finansal teknoloji şirketleri, kamuya açık olan HMDA ile birlikte bu bilgileri kullanarak tüketicilerin potansiyel kredi düzenleyen kurumlar hakkında daha fazla bilgi edinerek alışveriş yapmasına yardımcı olabilir. Bu bilgiler, kurumsal faaliyet değişikliklerine bakılmaksızın belirli bir kredi kuruluşunun Global LEI Sistemi tüzel kişi referans verisi geçmişini veya kredi düzenleyen kurumun borçlarının zaman içerisindeki özelliklerini içerebilir.
CFPB tüketici koruması iyileştirmek için LEI’ye öncülük ediyor
LEI inisiyatifi, 2008 finansal krizinin ardından dünya çapındaki düzenleme kurumlarının piyasalar, ürünler ve bölgeler genelindeki işlemlerin taraflarının kimliklerini belirlemede yetersiz kaldıklarını kabul etmesi üzerine başlatıldı. Finansal İstikrar Kurulu (FSB) ve Yirmiler Grubu (G20), finansal işlemlere katılan herhangi bir tüzel kişiye uygulanabilecek evrensel bir LEI geliştirilmesini savundular.
Bugüne kadar LEI uygulaması ile ilgili tartışmalar büyük oranda, düzenleyici kurum raporlaması ve denetimi içerisindeki tüzel kişi kimliği ile ilgili inisiyatifler üzerinde yoğunlaşıyordu. Bu, finansal krizi takiben LEI standardının kullanıma sunulmasıyla takip edilen acil hedefi yansıtıyordu: Otoritelerin, sistematik ve gelişen riski yorumlama kabiliyetlerini artırmak, trendleri belirlemek ve düzeltici adımlar atmak.
Mevcut LEI popülasyonuyla gösterildiği üzere, bu çabalar mükemmel sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Eylül 2017 sonu itibariyle, sermaye piyasası türev araçları piyasalarında faaliyet gösterenler başta olmak üzere yaklaşık 586.000 tüzel kişiye LEI tahsis edilmiş durumdadır. Bu tüzel kişilerin büyük kısmı; düzenleyici kurum raporlama işlemlerindeki tarafların benzersiz bir şekilde tanımlanması için LEI kullanımının yönetmeliklerce öngörüldüğü ABD ve Avrupa Birliği’nde (AB) bulunmaktadır. Bu yönetmelikler, Dodd-Frank yasası, Avrupa Piyasa Altyapı Yönetmeliği ve yakında yürürlüğe girecek olan gözden geçirilmiş AB Finansal Araç Piyasaları Yönergesi (MiFID II) ve Yönetmeliği (MiFIR) belgelerini de kapsamaktadır. (LEI’nin düzenleyici kurumlarca kullanımı hakkında ayrıntılı bilgi için, aşağıdaki ‘ilgili bağlantılar’a bakabilirsiniz.)
Fakat C Yönetmeliğini değiştiren nihai düzenlemenin HMDA'da gerçekleştireceği değişikliklerin 1 Ocak 2018 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek olmasıyla LEI, ABD mortgage piyasasında tüketicinin korunmasının iyileştirilmesi bakımından önemli ve değerli bir rolü hemen ve doğrudan oynayacaktır. Bu, LEI için önemli bir mihenk taşıdır; LEI’nin değeri artık kabul edilmekte ve şeffaflığın artırılması ve tüketicinin korunmasının geliştirilmesini sağlamak üzere bu segmentte kullanılması zorunlu hale getirilmektedir.
Yine de GLEIF bunun sadece ilk adım olduğu konusunda umutludur. Örneğin, mortgage destekli teminat, konut sigortası ve mortgage sigortası vb. gibi pek çok ilgili hizmet ve operatörler genelinde LEI’nin uygulanması açısından hala çok büyük fırsatlar bulunmaktadır. Ayrıca CFPB’nin, LEI’lerin ABD mortgage piyasası içerisindeki tüketicilerin korunması alanındaki önemine yönelik yüksek seviye tanıklığı, artırılmış şeffaflık ve hesap verme zorunluluğunun öngörüldüğü her piyasa segmenti içerisinde LEI kullanımının göz önünde bulundurulması konusunda diğer yargı alanlarındaki düzenleyici kurumlara ilham verebilir ve vermelidir.
Zaman Çizelgeleri
Ballard Spahr LLP şu hususu bildirmektedir: Nihai düzenleme "C Yönetmeliğine tabi Kapsanan Kuruluşların türlerini; C Yönetmeliğine tabi işlemlerin türleri; kapsanan kuruluşların toplaması, kaydetmesi ve raporlaması gereken belirli bilgiler ve veriyi raporlama ve açıklamaya ilişkin süreçleri değiştirir. Bu hükümlerin çoğu 1 Ocak 2018'de yürürlüğe girecektir. Kapsanan kuruluşlar 2018'de yeni HMDA bilgisini toplayacak ve 1 Mart 2019 tarihinde bunu raporlayacaktır.
Sonuç olarak GLEIF, HMDA kapsamında bildirimde bulunanların ilgili zaman çizelgesini göz önünde bulundurmaları çağrısı yapıyor. HMDA kapsamında bildirimde bulunanların bundan önce bir LEI bildirme veya LEI’yi ULI içerisine dahil etme zorunlulukları olmadığı için GLEIF, HMDA kapsamında bildirimde bulunanların 2018’in başında öngörülebilecek rapor edilebilir faaliyetlerden haberdar olmaları çağrısında bulundu. MERSCORP Holdings'in üye entegrasyon müdürü Camelia Martin, MBA Insights yayınında şu ifadeleri kullanmaktadır: “Yeni HMDA gereklilikleri Ocak 2018 tarihine kadar yürürlüğe girmeyecek olsa da, 2017’nin sonunda başlatılan kredi başvurularının veya faaliyetlerin, 2018 raporlama zaman aralığında oluşacak rapor edilebilir faaliyetleri söz konusu olabilir. Kurumlar, ULI oluşturmanın iş süreçlerine, prosedürlerine ve sistemlerine dahil edilmesi için yeterli zaman tanınmasını da isteyeceklerdir.”
Bir blog yazısını yorumlamak isterseniz, lütfen yorumunuzu göndermek için İngilizce dilindeki GLEIF web sitesi blog işlevini ziyaret edin. Lütfen kendinizi adınız ve soyadınız ile tanıtın. Adınız, yorumunuzun yanında görünecektir. E-posta adresleri yayımlanmayacaktır. Lütfen tartışma panosuna erişerek veya katkıda bulunarak, GLEIF Bloglama Politikası şartlarına uymayı kabul ettiğinizi dikkate alın, bu nedenle lütfen dikkatlice okuyun.
Stephan Wolf, Global Legal Entity Identifier Foundation'da (GLEIF) CEO olarak görev yaptı (2014 - 2024). Mart 2024'ten itibaren, dijital ticaret standartlarının uyumlaştırılması, benimsenmesi ve etkinleştirilmesine yönelik küresel bir platform olan Uluslararası Ticaret Odası (ICC) Dijital Standartlar Girişimi'nin Sektör Danışma Kurulu'na (IAB) liderlik etti. Başkan olarak atanmadan önce, 2023 yılından itibaren IAB'de Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyordu. Aynı yıl Almanya Uluslararası Ticaret Odası (ICC) Yönetim Kurulu'na seçildi.
Wolf, Ocak 2017 ile Haziran 2020 arasında Uluslararası Standardizasyon Örgütü Teknik Kurulu 68 FinTech Teknik Danışma Grubu'nun (ISO TC 68 FinTech TAG) Yardımcı Toplantı Organizatörü görevini üstlenmiştir. Wolf, Ocak 2017'de One World Identity tarafından Identity'de İlk 100 Lider'den biri olarak adlandırılmıştır. Veri operasyonları ve global uygulama stratejilerinin oluşturulmasında geniş bir deneyime sahiptir. Kariyeri boyunca temel iş ve ürün geliştirme stratejilerinin ilerletilmesine öncülük etmiştir. Wolf, 1989 yılında IS Innovative Software GmbH'in ortak kurucularından biri olmuş ve ilk olarak bu şirketin yönetici direktörü olarak hizmet vermiştir. Daha sonra, bu şirketin halefi IS.Teledata AG'nin yönetim kurulunun sözcülüğüne atanmıştır. Bu şirket nihai olarak Interactive Data Corporation'ın bir parçası haline gelmiş ve Wolf CTO rolünü üstlenmiştir. Wolf, Frankfurt Am Main J. W. Goethe Üniversitesi'nden işletme yönetimi dalında lisans derecesine sahiptir.